Biraz İstanbul'dan kaçıp üniversite yıllarımı geçirdiğim, Türkiye'nin incisi İzmir'de küçük bir haftasonu kaçamağı yapmak istedim.
Çok değer verdiğim dostlarım Yeşim ve Melih Tınaz, il sınırları içinde olduğumu duyunca hemen Alaçatı'ya geliyorsun dediler.
Tabi ki böylesi güzel bir emri vaki'ye kim hayır diyebilir ki :-))
Tınaz ailesinin Alaçatı çamlık yolda bulunan taş evlerine vardığımda, beni şömine başında şarap ile sımsıcak bir şekilde karşıladılar.
Böylesi güzel bir akşamın ardından güneş öylesi güzel parlıyordu ki Alaçatı üzerine , sabah erken saatte spor yapmak için kıyafetleri kuşandım ve ılıca sahilde koşmaya başladım.
Tchibo'dan edindiğim koşu ayakkabım,tayt ve rüzgarlık Çeşme'nin meşhur poyrazında sorunsuz bir idman yapmamı sağladı.
Pazar günüme ise Çeşme IC Port Marina'da kahvaltı yaparak başladım. Uzun saatler süren güneş banyosunun ardından port'ta yaz-kış açık olan mağazaları gezdim ve alışveriş yaptım.
Akşam üstü ise Alaçatı'nın kış ayında boş olan sessiz sokaklarında, yaz aylarındaki kalabalıktan dolayı gözümden kaçan detayları fotoğraflamak için yürüyüş yaptım.
Cumbalı eski yeni bir çok evin farklı dokunuşlarla hayat bulduğunu sizde fotoğraflardan görebilirsiniz.
başlığı düzeltmelisin 'yaşayan' olmalı;)
ReplyDelete