Saturday, November 9, 2013

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve ŞIKLIK SIRLARI

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü kaybedişimizin 75.yılında benim de her Türk vatandaşı gibi  içim buruk ve kalbimde O var.
Çocukluğumda onun resimlerine bakar ne kadar asil ve güçlü biri olduğunu geçirirdim hep aklımdan,okul sıralarında karşımda olması bana güç verirdi.
Büyüdükçe daha iyi tanıdım daha bir hayran oldum, ne kadar yer etmişti hayatımda anlatamam.
O aydın kişiliği ve üstün askeri başarılarıyla tüm dünya liderlerinin örnek aldığı bir liderdi.
 O'nun kusursuz bu kişiliği hiç şüphesiz ki kıyafet tarzına da etki etmiştir. İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şıklık sırları.


Günlük kıyafetlerinin bir kısmı Paris’ten, Deporant mağazasından alınıyordu. Söylenenlere göre, Fransa’daki terzisinde Atatürk’ün bedeninde bir model bulunuyor, istenilen kıyafet bu modele göre dikiliyordu.
 Gömlekte genellikle açık renk, beyaz, krem ya da bej tercih ediyordu. Savarona yatı alındıktan sonra kısa kollu, ipek ya da keten gömlek giyiyordu. Değişik yaka çeşitleri kullanıyor, kimi zaman yaka takıyordu.
Gömleklerinde önce Arap harfleriyle daha sonra Latin harfleriyle isminin baş harfi yazan arma kullanılıyordu. Arma gömleğinin koluna ya da göğüs kısmına işleniyordu.
Yazlık giysilerinin altında çorap kullanmıyor, sandaletlerini çıplak ayaklarına geçiriyordu.


Çamaşırında daha çok ipek kullanıyor, üzerine de mavi-lacivert çizgili, kirli beyaz renkte, şal yakalı bir robdöşambr alıyordu.
Hemen hemen hepsi siyah olan takım elbiseleri üç parçadan oluşuyordu, ceket, pantolon ve yelek.
Yeleğinde köstekli saati, ceketinin küçük cebinde ise mendili hiç eksik olmuyordu.
Daima ütüsünün düzgün olmasına, kıyafetin yürürken sarkma yapmamasına, kıvrılmamasına dikkat ediyordu.
 Seyahatlerinde daha çok tüvit takımını, güderi ceketini, ‘riding coat’ tarzındaki jokey pantolonlarını giyiyordu.


 Aksesuar olarak bastonun yanı sıra kol düğmeleri, çok sık olmasa da yaka iğnesi eksik olmuyordu.
Askerliğinin ilk döneminde fes, savaş yıllarında kalpak kullandıktan sonra Batılı tarzda şapkalar taktı. Panama, silindir, melon, kasket... Şapkalarına da, bütün giysilerine olduğu gibi isminin baş harflerinden oluşan bir marka işleniyordu: G.M.K.
Kimi zamanlar kaşkol da takıyordu. Kimisi ‘Sulka and Company’ marka, krem rengi, kar tanesi desenli ipek kumaştan yapılmış kaşkollar gardırobunu süslüyordu.
Frak ve smokinlerinde daha çok yün krep ve kumaş kullanılıyordu. Yeleklerde ise satene ağırlık veriliyordu.
Smokin ve frakta beyaz papyon takmayı yeğliyordu.



 Pelerin, ilk kez onun omuzlarında görüldü. Hem savaşta hem cumhurbaşkanlığı döneminde, bazen siyah, bazen mavi pelerin atıyordu omuzlarına. Zor giyinebilen ve taşınabilen pelerini değme aktörlere taş çıkartacak kadar etkileyici kullanıyordu.
Kruvaze ceketten pek hoşlanmıyor ve bu modelden uzak duruyordu. Boyunu daha uzun göstermesi için ceketlerinin omuz ıskalasını arkaya doğru diktiriyordu.
42 numara, daha çok bağcıklı rugan ayakkabı giyiyordu. Ya İngiltere’den getirilen ya da Sirkeci’deki Altın Çizme’ye ve Nuri’ye sipariş verilen ayakkabılarında duruma göre tozluk da kullanıyordu.
Rugan ayakkabılarının astarını kırmızı kadifeyle kaplatıyordu.
Çizgili çorapları yeğliyordu. İçi kuzu, bilekliği kurt kürkünden eldivenlerini çok seviyordu.
Kaynak: Nebil Özgentürk'ün ‘Gazi’nin Son Tanıkları Anlatıyor; O Daima Şıktı’ kitabında yeralan Berat Günçıkan'ın ele aldığı özet.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk,politikacı kimliğinin yanı sıra  uluslararası platformlarda dahi şıklığı ve asil tavırları konuşulan bir lider olarak listenin en üst sıralarında yer almaktadır.
Her Türk genci gibi bende Atamızın bize açtığı uygar medeniyet yolunda ilerleyeceğime ve onun bize miras bıraktığı değerlere sahip çıkacağıma sizlerin huzurda söz veriyorum. 

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE